21 Mayıs 2015 Perşembe

Juventus Fırtınası

Avrupa'da bir takımın o sezon başarılı olup olmadığı genelde o takımın o sene Avrupa'da yaptığı başarılarla ölçülür, bu senede finale kalan iki takımında gerek Avrupa'da gerekse kendi liglerinde çok başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Ben bu yazımda buralara gelmesi Barcelona'ya göre sürpriz olan Juventus'tan bahsedeceğim. Özellikle sezon başında Conte'nin ayrılışından sonra çok fazla konuşulmadan takımın başına Allegri getirilmiş ve bu birçok kesim tarafından çok hoş karşılanmamıştı. Herkes Juventus'un bu sezon gerileyebileceğini düşünürken onlar performanslarını daha da arttırdı ve bu sezona damgalarını vurdular.



Bildiğiniz gibi Serie A'da son sezonlarda Juve'yi çok fazla zorlayabilen bir takım çıkmıyor. Daha çok onların ardından bir ikincilik yarışı oluyor diyebiliriz. Bu sezonda Juve çok rahat bir şekilde ligde şampiyonluğunu haftalar öncesinden ilan etti. Çoğu maçı zorlanmadan kazanıp bu başarıyı kazanan Juventus dün akşam İtalya Kupası'nı da Lazio'yu 2-1 yenerek müzesine götürdü. Onlar için artık tek bir hedef daha kaldı o da Şampiyonlar Ligi Finali. 6 Haziran'da Cüneyt Çakır'ın yöneteceği maçta Barcelona ile karşılaşacak olan Zebralar o maçı da kazanması durumunda sezonu üçleme yaparak tamamlayacak.

Bilic'in geleceği


Bilic-Beşiktaş birlikteliği başladığı ilk günden itibaren tüm futbolseverlere büyük umut vaat ediyordu. Aslında Bilic'in geçmişi Beşiktaş gibi büyük bir kulübün beklentilerine karşılık verecek türden değildi. Fakat bunun üstesinden gelmek için elverişli bir ortam ve kadronun oluşturulduğunu da söylemek gerek. 2 sezonluk hikaye süresince yaşanan her şeyi teraziye koyduğumuz zaman Bilic'in Beşiktaş'a kattıklarının daha çok olduğunu düşünüyorum.

Bilic'le geçen iki sezon, somut olarak kazanılan bir kupa olmasa da aşılan önemli engeller vardı. Son şampiyonluğunu 2009 yılında kazanan ve rakiplerinin gerisinde kalan Beşiktaş'a yeni bir umut kazandırdı Bilic. Takımdaki genç oyuncuların heyecanını ve isteğini kullanarak bir kademe daha atlamıştı ekibine. Özellikle bu sezonun başında oynanan iki Arsenal maçı, uzun süre boyunca olmadığı kadar iddialı bir Beşiktaş'ın sinyallerini vermişti bizlere.

Kısacası Slaven Bilic, Beşiktaş'ın kaybolan ruhunu ve karizmasını yeniden ortaya çıkaran bir menajer. Şahsi kanaatim, Bilic'in bir sezon daha kalması yönünde. Ancak şu an oluşturulan ortam kalmasının da pek yararı olmayacağını gösteriyor. Belki de en çok eleştirilen yönü olan "derbi kazanamama" olayını bozarak Beşiktaş'a veda eder.

Bilic'in geleceği parlak ve muhtemelen gelecek sezon Avrupa'nın en önemli liginde menajerlik fırsatı bulacak. Beşiktaş'ın geleceği ise "sil baştan" olabilir.